TÜRK ADININ ANLAMI VE ÖZGEÇMİŞİ
Türk adının ne manaya geldiği ve ilk defa ne zaman kullanıldığı eski şeklinin ne olduğu konusunda muhtelif görüşler ileri sürülmektedir.Eski eserlerde özellikle dini eserlerde Hz.Nuh (a.s.)’ın oğlu Yafes’in Türk adında bir oğlu olduğu,Hz.Nuh (as)ın oğlu Yafes’i tufandan sonra kuzeye göndermesi ve Yafes’in İtil ve Yayık Irmakları arasında yerleşmesi, neslinin burada çoğalması ve oğlu Türk’ün hükümdar olması sebebiyle bu kavme Türk Kavmi denildiği rivayet edilmektedir.
Eski Çin kaynaklarında Çin’in kuzeybatısında bir dağın eteğinde Tik isimli bir kavmin oturduğu bildirilmektedir.Bu dağın Türklerin başlarına giydiği takkeye (börk’e) benzediği, Türklerin serpuşlara takke dedikleri,Çinlilerin ise hem bu dağın kendisine hem de bu dağın civarında oturan kavme bu yüzden Tik dedikleri yazılır.
Eski İran metinlerinde Türk kelimesinin güzel,iyi ve has manalarına geldiği bilinmektedir.Mevlana Celaleddin-i Rumi de Türk kelimesini güzel,Hindu kelimesini ise çirkin manasında kullanmıştır.Bazı Türkologlar Türk kelimesini Türük olarak bazıları da Törük olarak kullanıla kullanıla hecenin değişikliğe uğrayarak Türk ve Törk haline geldiğini, Türk kelimesinin aslı Türük şeklinde iken Türk haline geldiği kabul edilirse eskiTürkçe’de sondaki ‘k’ harfi bu günkü li-lı-lü-lu eklerine tekabül eder.Mesela :Eski Türkler bu günkü Batı Türkistan’ın Fergana-Zerefşan yani Hazar Denizinin doğusundaki Meveraünnehir bölgesine ‘soğut’ derlerdi.Buraların yerlisine soğutlu manasına gelen soğudak derlerdi. Bu halde Türk kelimesi türeyen yani çoğalan manasına gelir ki,bu Türk Milletinin çoğalma kabiliyetinin yüksek olmasından başka kavimlerce Türük olarak ifade edilmesi ve sonradan bu kelimenin kavim adına dönüşerek Türklere ad olması mümkün görülmektedir.
Törük şeklindeki ifadeye gelince ,Töre,Türklerde kanun,nizam ,yasa demektir ki ;bu halde kanunlu,nizamlı,yasalı manasına gelir.Türklerin Dünya Coğrafyasında diğer bütün milletlerin topyekün kurdukları devletler kadar devlet kurmaları hatta Osmanlı’da olduğu gibi dünyanın en uzun ömürlü hanedanını yaşatabilmeleri,töreleri sayesindedir.Osmanlı İmparator-luğu’nda yeniçeri ocağının kurulmasına kadar Türk Milletinde piyade askeri yoktur.Çok hareketli karakter icabı da Kazak ve Kırgız isimlerinin menşeinde olduğu gibi dikbaşlı sert karakterli insanlanlardan meydana gelen orduların,bir taraftan Kemçetka ucunda ,bir taraftan Hindistanda,Afrika çöllerinde Avrupa ortalarında hiçbir millete nasip olmayan askeri Fetihleri bu bozkır yasası denen töre sayesindedir.Hatta Orhun Abidelerinde Töre konuşursa Han susar yazılıdır.Türk kelimesinin, tarihin tespit ettiği kadarıyla ilk defa Göktürklerde Resmi Devlet adı olarak kullanıldığını görüyoruz.O günden bu güne kadar diğer Türk Devletlerinde devlet adının devletin çekirdeğini oluşturan Türk Boyu veya devletin kurucusu ile kurulduğu mıntıkanın adını aldığını görüyoruz.
Bütün bunlardan başka Harzemşahlar devrinin büyük tarihçisi ‘Camiüt-Tarih’ isimli büyük eserin sahibi Raşidüddin sahih olamayan bir Hadis-i rivayet etmektedir.Bu Hadis-i Şerif’e göre Peygamber Efendimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır ki bu Hadis sahih olduğu takdirde kutsi hadis olmalıdır.Bu hadis şu şekildedir ‘Benim bir ordum var, Onu doğuda yerleştirdim ve Türk adını verdim.Hangi kavme kızarsam (hangi kavim bana itaat etmez ise) onların üzerine saldırtırım.’. Buna göre Türk isminin Allah(cc) tarafından verildiği, bilemeyeceğimiz bir sebepten Hz.Nuh (as.)’ın torununa(Yafes’in oğlu) Türk adını verdiğini görüyoruz.Bir başka hadiste de ‘Ümmetimin idaresini sonunda Ken Turan neslinin eline geçecektir.’. Türk Milletine Ken Turanlılar denildiği gibi bu kelimenin tahlilinde Tura,töre, tora,Türk,Türük,Törük gibi kelimelerin kök birliği veren anlamlar taşıdığı görülür.Bu iki hadis birbirini tamamlamakta ve pekiştirmektedir.Ümeyyeoğulları (Emeviler ve Abbasiler) zamanında ,Asrı saadet(Peygamber efendimizin ve dört halife zamanları)zamanlarındaki gibi İslamın son ve öz manasın ile devlet idaresi ve halk arasında tatbik edilmediği özünden uzaklaşıldığı zaman İslam devletleri zayıflamış,halife El-Kain-bi Emrillah tarafından Bağdatta yapılan bir törenle İslamın cismani hakimiyetini Tuğrul Bey’e,bundan 4,5 asır sonra da Halife Mütefekkil tarafından İslamın manevi hakimiyeti Yavuz Sultan Selim’ devredilerek Türk Milleti İslamın hakimiyetini tam olarak almışlardır.
Görülüyor ki Türk isminin bir millete verilmesi ve bu ismin menşeinin tespit edilmesi daha belki asırlarca bu konunun uzmanlarını uğraştıracaklardır.